bugün

entry'ler (72)

altın orta

aristotelesçi hayat görüşü.

mesela çok çok zeki olarak toplumda bir yer edinemezsiniz. veya çok çok güzel olmanız size bir şey kazandırmaz. ya da çok çok zengin olmak sanıldığı kadar kar getirmeyecektir. veya buna kar değil, tatmin diyelim. çok çok zekice şeylere insanlar bakar, evet ilginçmiş deyip geçerler. çok bir şey kazanacağınızı sanmayın. çok güzel insanlara da ne güzel kız deyip geçilir. çok çok zengin kişilere de biblo muamelesi yapılır. kazanç elde etmekte bu tür özellikleri kullanmanız için her nitelik açısından ortalama olmanız gerekir. işte buna "altın orta" demişler. fazlaca para ve aptallık birbirini dengelemez. örnekler uzatılabilir. olay budur.

evrim teorisi yerçekimi gibidir

bir evrimci iddiası.

evrim teorisi tıpkı yerçekimi teorisi gibidir. ikisi de bilimsel bir gerçek. yani nasıl yerçekimi ispatlanmışsa, evrim de ispatlandı. vallahi diyorum bak, evrim ispatlandı ya! evrim teorisinin yerçekiminden bir farkı yok yani. ha yerin çektiğini görüp ikna olmuşsunuz, ha evrime ikna olmuşsunuz. olun yani lütfen. abla 1 liran var mı, yanlış anlama çorba içicem? ne olur!?

tüm gece elektrik kesilmesinin bedeli

Havanın 30 derece olduğu bir yerde soğutmaların bile çok etkili olmadığı düşünüldüğünde terden uyumaya engel olur. Cinayet sebebi olabilir. Bedeli ödenemez.

friedrich wilhelm nietzsche

yazdıkları hezeyanlara kitap denmesi yanlış olan * filozof.

bugün nietzsche dirilip gelse, hakkında yapılan doktora, yükseklisans çalışmalarına bakar, uzaklara dalar, sonra sözlerini yorumlayan felsefe profesörlerine şaşırarak "vay arkadaş öyle mi demek istemişim" diye hayranlıklarını sunardı. sanki çok ahım şahım bir felsefi sistem veya sistem eleştirisi ortaya koymuş gibi, sanki büyük ve yüce bir öğreti meydana getirmiş gibi münasebetsizce abartılması çok komik. adamın tek derdi dinler, vicdan, ahlak diye ne bildiğiniz varsa hepsine karşıyım demek. yer yer çelişkili, uyduruk cümleler ve devamını getiremediği araştırmaları. bana göre cinsel ihtiyacını karşılayamadığı için yazmış hepsini. hala 5 senesini verip sırf nietzsche üzerine akademik çalışma yapan var. yazık.

aslında yaşamamış filozoflar

var olduğu iddia edilen, ancak gerçekte hayal ürünü filozoflardır.

nietzsche, spinoza, heidegger, sartre gibi filozoflardır. kitaplarının pek bir anlamı yoktur. anlamlı sanılır, ancak bu "kral çıplak" diyemeyen bir geleneksel inançtır. birçok nietzsche okuyucusu veya yorumcusu, yorumu amiyane tabirle "kafasına göre" yapmaktadır. çünkü gerçekte nietzsche önemli bir söz söylemiş değildir. ahlak dahil her şeye karşı çıkma kolaylığından başka bir rolü yoktur. uzun uzadıya spinoza üzerine dersler verilir. spinoza da bir yerinden uydurduğu yeni bir dine benzeyen öğretilerle cümleler kurmuştur. hiçbir şey keşfettiği yoktur, sürekli muğlak ifadeler olduğundan yorumcular için "kafalarına göre" sallayacakları verimli bir arazidir. heidegger ise hemen hemen hiçbir anlamlı cümle kurmaz. kelimelere kendine göre anlam seçer, kelimeleri açıklamaz, sonra cümle içinde kendi bir yerinden uydurduğu kelimelerle konuşur. 30 sene uğraşıp çivi yazısı çözer gibi heidegger'in psikanalitiğini çıkaran profesörler de sanki bir iş başarmış gibi adamın çok derin olduğundan dem vurur. yani bilinen fikirler anlamında realiteye bakacak olursak, bu filozofların fikirleri "yoktur". fikirleri olmasa bilinemeyecekleri için kendileri de gerçekte yoktur diyebiliriz. zira var olan imajlar üretilen sanal imajlardır.

martin heidegger

şimdiye kadar bir "beyin kullanmadan konuşmaya çalışma" çabasını hissettiğim kişilik.

20. yüzyılın en büyük şakalarından birisi olsa gerek. çok derin felsefe yaptığı veya bütün alman gençliğini etkilediği falan iddia edilir. nietzsche'den etkilendiğini söylemeye ayrıca lüzum yok. kitaplarında bir şeyi anlatmaya çalışır, ama anlatamaz. cümle kuramaz yani. sonra birileri bunu anlamaz, anlamadığı için herhalde çok derin bir şey söyledi denir. sonra diğeri de anlamaz, birbirlerine ne kadar derin ve kimsenin anlamaması ölçütüne göre çok mükemmel felsefe olduğunu sayıklayıp dururlar.

bir cümlenin "anlamsız" olduğunu söylemek ile bir cümleyi anlamamak arasındaki ayrımı herhalde yapabiliriz. işte heidegger anlamsız konuşmakta, bilinen bir felsefi sorunu çözememekte ve çözemediği için sanırım mazur görülmekte.

heidegger de varlik ve zaman

şimdiye kadar bir "beyin kullanmadan konuşmaya çalışma" çabasını hissettiğim kişilik.

20. yüzyılın en büyük şakalarından birisi olsa gerek. çok derin felsefe yaptığı veya bütün alman gençliğini etkilediği falan iddia edilir. nietzsche'den etkilendiğini söylemeye ayrıca lüzum yok. kitaplarında bir şeyi anlatmaya çalışır, ama anlatamaz. cümle kuramaz yani. sonra birileri bunu anlamaz, anlamadığı için herhalde çok derin bir şey söyledi denir. sonra diğeri de anlamaz, birbirlerine ne kadar derin ve kimsenin anlamaması ölçütüne göre çok mükemmel felsefe olduğunu sayıklayıp dururlar.

bir cümlenin "anlamsız" olduğunu söylemek ile bir cümleyi anlamamak arasındaki ayrımı herhalde yapabiliriz. işte heidegger anlamsız konuşmakta, bilinen bir felsefi sorunu çözememekte ve çözemediği için sanırım mazur görülmekte.

uçan spagetti canavarına iman etmeyen kafirler

müslümanlar dahil değildir.

çünkü bir müslüman yeri ve göğü bir uçan spagetti canavarının "yaratmadığını" söylemez. yaratmış olabilir. iman edilen tanrı'nın ne olduğunu bilmemektedir. uçan spagetti canavarı da olabilir. müslüman tanrı'nın mahiyetini bilmez, mevcudiyetini bilir. mahiyeti bilinmezdir, bilinmesi de gerekmez. mahiyeti bilmek, müslümanın değil, "marifetullah" peşinde koşan küstahların işidir.

şeytan vs iblis

Şeytan niye vardır? Allah Şeytan’ı neden yaratmıştır? Senaryo gereği görevini yapmak için mi? Böyle bir görevi yok. Çünkü Şeytan’ı Allah yaratmamıştır. Allah’ın yarattığı kişi iblis’tir. iblis bir cindir. Cinler de insanlar gibi özgür olan, iyi veya kötü olabilen yani seçebilen varlıklardır. Şeytan olmak iblis’in kendi seçimidir. Çünkü Allah’ın yolundan ayıran herkese Şeytan denir. insanlardan da Şeytan olabilir, cinlerden de. Yani bir sıfattır. Yani Allah iblis’i yaratmış, iblis de Şeytan’ı yaratmıştır.

yazının tamamı için: https://orhanozturhan.wor...25/ozgur-insanin-tanrisi/

günde okunması gereken kitap miktarı

137 sayfa.

erkekler ne ister

Geri dönmesini.

bilimsel bardak

benim bardağımdır.

bir gün masamda boş bir bardak gördüm. fanta içmek için kullanmak istedim. ancak daha evvel birilerinin bu bardakla su içip içmediğinden emin olmam icap ediyordu. bardağa bakıp dibinde su birikintisinin olup olmadığına bakmaya karar verdim. eğer kuru bir taban görürsem, bardak kullanılmamış olacaktı ve dolduracaktım. içinin ıslak olduğunu görürsem de kullanılmış olduğu için başka bardak alacaktım. yani iki tez arasında gidip gelecektim. bardağın dibine baktım, bir su çizgisi gördüm. yani bardak kullanılmış gibiydi. ancak bir garip görünüyordu. daha dikkatle bakınca, su çizgilerinin bardağın içinden değil, altından kaynaklandığını fark ettim. yani masa ıslanmıştı. bardak da ıslak zeminde durduğu için altındaki suyun oluşturduğu bulanıklık, bardağın içinde su kalıntısı görüntüsünü taklit etmişti. ancak yine de bardak içinde su olduğunda oluşacak görüntüden belirgin şekilde farklıydı. bu görüntü bana bardağın kullanılmamış olduğu tezinin çok güçlü şekilde desteklenmesi olarak göründü. çünkü burada sadece kuru zemin ile hükmetmedim. bardak, su çizgileri görüntüsü ile karşıt tez namına bir meydan okuma gerçekleştirdi. yani içinin kuru olduğu tezi sınandı ve dış ıslaklık olduğundan bu tez bu sınamadan başarıyla çıkmıştı. yani bardak içi kurudur tezine artı puan getirdi. bu ilkeye de "yanlışlanmazlık ilkesi" diyorum. bardağın içinin kuru olduğu tezi sadece kuru görüntüsü ile doğrulanmadı, aynı zamanda herhangi bir ıslaklık çizgisi ile bir meydan okumacı karşıt tezin çemberinden başarıyla geçti. yani yanlışlanmamış oldu. bu ise ikinci tezi güçlendirici unsurdur.

kuranı bilime uydurma çabası

manası olmayan çaba.

kuran bir bilim kitabı değildir. kuran, kendi anlatımıyla bir vahiy kitabıdır. kuran'ı bilime uydurma çabası bilim'i hakikat ve dinleri hurafe addeden kişilerin çabası olabilir. kuran'da yazılanlar aşağı yukarı bellidir. 7. yüzyıldaki araplar ne anlamışsa, kuran onu anlatır. başka bir şey anlatmaz. mesela dünyanın yaratıldığını ve yok olacağını söylemiştir. bu günümüz bilimince şimdilik teyit edilmektedir. yarın, bilim bunu reddeden teorilerle inşa edilebilir. ve en son yine evrenin sona erdiği tezi dillendirilebilir. gördüğümüz üzere bilim denilen şey, bilim adamlarının çoğunluğu ile kelle sayısına göre hakikat arayışıdır. kuran ise sabittir.

ingilizce bölümü ikinci bitirdim nasıl denir

I have finished my section in second place.

edit: istenen: bölümü ikinci bitirdim.

ı have finished my section in second place. = bölümümü ikinci sırada bitirdim.

i graduated from my department with second ranked degree. = anabilimdalımdan ikinci sıra derecesiyle mezun oldum.

i finished the english eposide in second place. = ingilizce (dizi, film) bölümünü ikinci sırada bitirdim.

yobazlara ders 1 hz kelimesinin anlamı

hazret kelimesi "adab" ile ilgili bir yazısız kuraldan dolayı kullanılır. hz muhammed ifadesi islam peygamberinin yerleşmiş ismidir. muhammed bin abdullah yerine islam topluluklarında bu isim konulmuştur. bilindiği üzere "kelimelerin anlamı" toplumun ona atfettiği anlamdır. mantıksal veya rasyonel anlamlar yoktur. misal, "bilgisayar" kelimesine toplum bir konsept içinde bir anlam yüklemiştir. bilgisayarlar "bilgi sayan yaratıklar" değildir. şimdi kalkıp bu kelimenin anlamı yanlış, buna "bilgisayar" demek cahilliktir demek cehlini ispat olur. hazret kelimesinin kökeninde isterse "yanaklardaki allık" anlamı olsun. fark etmez. bugün hangi anlamı temsilen, bu kelime kullanılmışsa işte bu kelime o anlama gelir. hazret "şimdi karşımızda bulunan kimse" anlamını taşımaz. böyle bir manayı kast eden bir toplum da yoktur. hazret bir saygı ifadesidir. biz de saygı duyduğumuz bir peygamber için "hazret-i muhammed, hz peygamber, resulullah cenapları" gibi ifadeler kullanırız.

hurafe

sanılandan çok daha yaygın olandır.

hurafe her yerdedir. hurafenin en önemli özelliği kendini gizlemesidir. hurafe varlığını inkar eder. yani hurafe kendisinin hurafe olduğunu asla kabul etmez. dini hurafeler, bilimsel hurafeler, gündelik hurafeler vardır. çeşidi çoktur, sayısına dair bir yorum yapılamaz. hurafenin karşısında genelde hakikat vardır. hakikat gerçeklerdir. genelde topluluklar hakikatleri karizmatik otoriter kişiliklerden alırlar. bu kişilikler hakikati üretir, topluluklar da bunu tüketir. en güçlü ve dirençli hurafeler işte bu karizmatiklerin sözlerinin içinde gizlenmiş fikirlerdedir. bu fikirler çok derinden hastalıklıdır. hurafe olarak kabul edilmesi için derinlikli bir bakış veya görüş yani kısaca "basiret" gereklidir. basiretli olmayan kitleler çabucak sürüklenirler. düşünmezler, çünkü hissederek karanlıkta el yordamıyla yollarını bulmaya çalışan acemilerdir. dahi bilim adamı söyledikten sonra çok büyük bir tesir oluşur. fikirlerin ne kadar akli veya mantıki olduğunun bir değeri yoktur. önemli olan ikinci nokta ise hurafenin akademik camiada da yerleşebilmesidir. hurafeler çeşit çeşittir. bazı hurafeler derin, bazıları yüzeyeldir. bazılarının içine hakikat kırıntıları yerleştirilmiştir. bazıları pür hurafedir. en saf haliyle hurafeler entelektüel olarak alt seviyelerde bulunmaz. en kabak gibi ortada olan hurafeler entelektüel olarak ne seviyede olunursa olunulsun, belli şartlar altında akademide de yuvalanabilir. psikoloji zannedildiğinden çok daha tesirlidir insan hayatında.

erkeklerin bayıldığı kız isimleri

nagehan.
firuze.

iki kelimenin birleşimi olmayıp uzun olan farsça tarzı isimlere bayılırım.

islam ve sex

Hakkında ciltler yazılması gerektiği sanılan olay.

islam'ın bakış açısıyla...
islam'ın görüşü ile...
islam bu konuda böyle der...
islam'ın yaklaşımı budur...
islami ölçü şudur...

Bu cümleleri duyduğunuz alimler iyi bilin ki aslında cahildir. islam bir kişi değildir. Her konuda fikri olan bir soru cevaplayıcısı da değildir. islam diye bir bakış açısı da yoktur. Sadece Kuran diye bir kitap vardır ve kitap her konuya girmez. Girmesi de lazım değil. Sex konusunda regl dönemi ve ters ilişki yasaktır. Bu kadar. Uzun boylu sex tavsiyeleri yok. Haram helaller listesi yok. Kim neyi ne konuda olursa olsun kendince tartıp ölçsün biçsin. islam'ın armut yemeye bakışı veya islam'ın klavyeyle yazmak konusunda görüşleri yoktur. Yoktur. Ama birileri tvlere çıkıp her konuda uzman gibi kendine soru sorulmasından hoşlanıyor.

erkek çocuk vs kız çocuk

Bir baba için tereddütsüz kız çocuktur. Çünkü kızlar narindir, tatlıdır, uysal, sevecen, yenilesi, öpülesi bir varlık. Halbuki erkek çocuk tam bir baş belası.

kadınların yemek yapması

bir gelenek.

olmayabilirdi. ama sanıyorum erkeklerin çoğunluğu kadınlardan yemek yapmasını bekliyor. acaba kaç kadın bu sosyolojik gerçeğin farkında? farkında olanların kaçı bunu umursuyor? kaçı yemek yapmanın görevi olduğu düşüncesini haklı buluyor? kaçı yemek yapmayı öğrenmek için çaba gösteriyor? sosyologları göreve davet ediyorum.